Tekstil ve hazırgiyim sektörleri arasında yaşanan ‘platformlar savaşı’nın sektörün her iki cephesine de zarar verdiğini belirten Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yaşanan bu çekişmeleri lüzumsuz ve yakışıksız bulduğunu söyledi. Hintli yatırım şirket Aditya Birla Group’un Adana’ya yapacağı viskon Elyaf üretim tesisi ile ilgile basın toplantısında sorularımızı yanıtlayan Çağlayan, tekstil ve konfeksiyon sektörlerine ciddi uyarılarda bulundu. Sektörde yaşanan menfaat çatışması nedeniyle farklı görüşlerin olmasının normal karşılanması gerektiğini ifade eden Çağlayan, kendisinin sadece bir sektör açısından değil genel ülke ekonomisi açısından olaya yaklaştığını belirtti. Amaçlarının daha fazla istihdam ve daha az dış ticaret açığı olduğunu dile getiren Çağlayan sektör temsilcilerine şöyle seslendi; “Bence bu suçlamaları bir kenara bıraksınlar, aksi halde kendi kendilerini bankalarla karşı karşıya getirecekler. Büyük bir yanlışın içine düşmek üzereler. Bu sektörler aralarındaki saçma kavgayı bırakmalı ve elele vermeliler”.
Bana Böyle Bir Liste Ulaşmadı
“Tekstil ve Konfeksiyon sektörleri birbiriyle kardeştir” diyen Çağlayan, bir söylenti olarak hızla yayılan iflas edecek firmalar listesi hakkında da şunları söyledi; “Listede isimleri olan firmalar bana göre cumhuriyet savcılığına başvurmalıdırlar. Hiçbir firma başka bir firmanın kredibilitesini sarsacak şekilde davranamaz. Bu firmalar sokakta bulunmadı, hepsi de ülkemiz için önemli firmalardır”. Bakan Çağlayan sorumuz üzerine kendisine böyle bir listenin ulaşmadığını açıklarken, kimsenin firmalar batıyor diye bir liste hazırlama hakkı olmadığını kaydederek, bunu kimin ne amaçla yaptığını da bilmediğini söyledi.
Önlemleri Rüyamızda Görüp Uygulamadık!
Konfeksiyonun çok fazla ticaret fazlası veren bir sektör olmasına karşın, tehlikeli bir şekilde bu sektörde ithalatta artış gözlemlediklerini açıklayan Çağlayan, ithal edilen her ürünün Türkiye’deki istihdama darbe vurguna işaret etti. İthal kumaşa getirilen ek vergiyi uygulamasına değinen Çağlayan, türk tekstil sektörünün dış ticarette açık verdiğini hatırlattı. Çağlayan sözerini şöyle sürdürdü; “Konfeksiyonda ciddi ihracatçıyız ama sektörün ithalatında ciddi yükselme var. Bu yükselme, bizim üreticilerimizin beceriksizliğinden değil, Uzak Doğu Asya ülkelerinden kaynaklanıyor. Burada asimetrik haksız bir rekabet söz konusu. Bu ülkelerde köle gibi insanlar çalıştırılıyor. Bu haksız rekabet ortamında tekstil üreticilerinin bakanlığımıza başvurarak koruma talep etmesi onların en doğal hakkıdır. Ben bakan olarak böyle bir karar almazsam haksız duruma düşerim”.
Hükümetin aldığı ithalattan korunma önlemleriyle ilgili olarak Çağlayan; “Gece rüyamıza girip, sabah kalkıp bunu yapmadık. Arkadaşlarımız aylar süren çalışmalar sonrasında haksız rekabete karşı firmalarımızın üretiminin, yatırımının, ihracatının ve istihdamının korunması noktasında alınması gereken tedbir setini ortaya koydular. Bu, tüm bakanlarımız, başbakanımız ve cumhurbaşkanımız tarafından imzalanarak yürürlüğe girmiş olan bir karardır” dedi. Sadece bir sektörün değil tüm ülke ekonomisinin korunması için karar alındığının altını çizen Çağlayan, bu karar sonrasında tekstil fabrikalarının ciddi şekilde yeniden çalışır hale geldiğini belirtti. Yerli tekstil firmalarındaki canlanmanın ihracata ve konfeksiyon sektörlerine de olumlu yansıdığını savunan Çağlayan, dışarıdan ürün ithal edenlerin, bakanlığa gelerek yeniden fabrikalarını Türkiye’ye taşıma kararı aldıklarını açıkladıklarını dile getirdi.
Konfeksiyon İhracatı Kararlar Yüzünden Azalmadı
Kararlardan sonra tekstil ithalatında ciddi bir düşüş yaşandığına dikkati çeken Zafer Çağlayan, uygulanan kararlar nedeniyle hazırgiyim ve konfeksiyon sektörlerinde ihracatın azaldığı yönündeki görüşe karşı çıktı. Çağlayan; “Hiçbir kişi, bu karardan dolayı ihracatın azaldığını söyleyemez, söylerse doğruyu söylemez. Bu sektördeki ihracatın azalmasının sebebi, Avrupa pazarlarındaki daralma ve kurdan dolayı çıkan problemlerdir. Konfeksiyon sektöründe bilhassa bu işten sıkıntıya düştüğünü söyleyenlerin yaptıkları ithalat rakamlarını ben çok iyi biliyorum” dedi.
Ekoteks’te Kırmıza Hatta Düşenleri Biliyorum
Koruma önlemi alanın ülkelerden yapılan ithalattaki kanserojen madde tehlikesine de vurgu yapan Çağlayan, piyasa g özetim denetim koordinasyonunun kendi bakanlığında yer aldığını hatırlattı. Bu konuda önemli kararlar alacaklarını açıklayan Çağlayan; “Hiç kimse dünyanın kullanmadığı, kendi insanına giydirmediği kanserojen üreten bir ürünü Türkiye'ye sokma hakkına sahip değil. Hiç kimseye izin vermem. Kimin nereden ne getirdiğini, kimin ürünlerinin Ekoteks laboratuvarında kırmızı hatta düştüğünü ben biliyorum, söyleyecek çok şeyim var ama söylemiyorum” diye konuştu.
