“Türk tekstil sektörünün güçlü bir altyapısı var”

Tekstil Makinecileri ve Aksesuar Sanayicileri Derneği Başkanı Adil Nalbant Türk tekstil sektörüne ilişkin değerlendirmelerini okuyucularımızla paylaştı.

  23 Ocak 2020 09:05 Perşembe
“Türk tekstil sektörünün güçlü bir altyapısı var”

Kuruluşu 1998 yılına dayanan Türk Tekstil Makinecileri ve Aksesuar Sanayicileri Derneği sektörün tanıtımını yaparken diğer yandan da gelişimine katkı sağlamaya devam ediyor. Uzun süredir derneğin başkanlığını yürüten Adil Nalbant Türk tekstil sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“Türkiye 16. Sıradaki Yerini Koruyor”

Nalbant yaptığı açıklamada 2018 yılını ekonomik kriz olmasına rağmen oldukça iyi rakamlarla kapattıklarını, 2017 yılında 604 milyon dolar olan ihracat rakamlarının 2018 yılında 750 milyon dolara çıktığını kaydetti.

Dünya genelinde yüzde 10’luk bir artış yaşandığını açıklayan TEMSAD Genel Başkanı Adil Nalbant daha önce 2008 krizinde 25 milyar dolar olan tekstil makinası ihracatının dünyadaki hacminin, 2018 yılında 30 milyar dolara çıktığını belirtti. Türkiye’nin de bu rakamlardan pay aldığını kaydeden Nalbant “Tekstil makinalarındaki payımızı yaklaşık yüzde 2,5 - 3 seviyelerinde tuttuk.” şeklinde konuştu.

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant, ihracat rakamlarına ilişkin, Türkiye’nin 16. sıradaki yerini koruduğunu; ithalatta da yüzde 48’lere kadar bir gerileme yaşandığını kaydetti.

Bu düşüşün nedenini Ağustos ayında yaşanan krizdeki Dolar kurundaki patlamaya bağlayan Nalbant “Birden yatırımları durduramadığınız gibi, gaza da basamıyorsunuz. Geçen yılın son 4 ayı oldukça sıkıntılıydı. Bu sene yavaş yavaş kendine gelmeye başladı.” dedi.

“2020’de 850 Milyon Dolara Yaklaşacağız”

2020 yılı için hedef büyüttüklerini kaydeden Nalbant “Bu sene de 850 milyon dolara yaklaşacağız. Gelen ihracat rakamları oldukça iyi. Yüzde 10’un üzerinde bir artışımız var. Bunun temelinde döviz kurlarında yaşanan artışın ihracatçımıza fiyatlandırmada esneklik sağlaması yatmakta. Diğer taraftan çok çalışmak var. Dünyanın her yerindeki, her coğrafyadaki fuarlara katılarak ürünlerini birebir müşteri ilişkileriyle yerinde pazarlayarak, dünyadaki pazar paylarında yerlerini alıyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

 

“İhracat rakamlarının biraz daha fazlasını yakalayabiliriz”

“Mesela, ithalat rakamlarının düşmesine rağmen, hatta Türk tekstilciler tarafından kullanılan bazı makinaların diğer ülkelere ikinci el makine olarak satılmasına rağmen tekstil ihracatımızda gerileme olmadı. Bugün rakamlara bakın. 29 milyar civarında. Bu demektir ki Türk Tekstil sektörünün güçlü bir makine alt yapısı var, güçlü bir makine parkı var. Modern tekstil anlamında, biraz daha zorlarsak, bu ihracat rakamlarının belki biraz daha fazlasını yakalayabiliriz.”

“Devlet üreticisinin arkasında durmalı”

Tekstil makinacılarının ve tekstil sanayicilerinin birbirileriyle yeteri kadar çalışmadığını ve bunun en büyük nedeninin devlet olduğunu söyleyen TEMSAD Genel Başkanı Adil Nalbant devletin yerli makina üreticisinin arkasında durması gerektiğini, alıcıyı garanti altına alması gerektiğini kaydetti.

Savunma Sanayii’nden örnek veren Nalbant “Savunma sanayii alım garantili projelerle gelişti. Bugün İHA’lar, en son akıllı SİHa’lar yapılırken destekler verildi, doğru yerde doğru kullanıldı. Bunun yanı sıra alıcısı da belliydi.” dedi.

“Desteklerin açılması için gayret edildiğini görüyorum”

Makinacılar olarak ihracat ya da üretim yaparken yaşadıkları sorunlara da değinen Adil Nalbant, “Mesleki sorunlarımız hiç değişmedi. Ancak 2019 yılında bir takım desteklerin açılması için gayret edildiğini görüyorum. En son bizler için, Türkiye'de katma değerli üretimin artırılması doğrultusunda, Bakanlık tarafından sağlanan destek ve teşviklerin orta-yüksek ve yüksek teknoloji seviyeli sektörlere yoğunlaştırılmasına yönelik  “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi” adıyla bir program açıldı. Bu program Türkiye’nin ithalat yoluyla getirmiş olduğu makinaların, ülkemizde yerli olarak üretimine imkân sağlayacak. Bunun için de 6 başlık var. Direkt tekstil makinalarını ilgilendiriyor. İplik Makinaları, Örme Makinaları, Dokuma Makinaları olarak sıralandı. Bu paketten faydalanmak üzere örme ve iplik makinesi üretimi için destek paketinden yararlanmak için başvuruda bulunan üreticilerimiz var. Dokuma makinesi üretimi içinde başvurular yapılmak üzere. Devletimizin açıkladığı destek modeline göre sınır 10 milyon liradan başlıyor.” ifadelerini kullandı.

“Daha fazla destek bekliyoruz”

Nalbant açıklamasında “Tekstil makinacısı ürettiği makinayı kime satacak? Devlet, öncelikle sanayicisini takmadıktan sonra, tekstil pazarında en önemli söz sahibi olmadıktan sonra dünyanın diğer ülkelerine gidip o makinaları nasıl satacağız?” diyerek daha fazla devlet desteği beklediklerini söyledi.

Tekstil makinacıları olarak beklentilerini sıralayan Adil Nalbant “Devletimiz Tekstil sanayicisine, yerli bir makina aldığı zaman destek vermeli. Örneğin o makinanın bütün masraflarının yarısını sana veriyorum, vergi kolaylığı, finans kolaylığı sağlıyorum diyebilmeli” dedi.

“Devlet destek versin, biz o malları satarız”

Nalbant, esas meselenin sadece tekstil makinası üretmek olmadığını, yerli üretimi kendi sanayicimize kabul ettirmek gerektiğini, bunu başaramadığımız takdirde dünyaya da makinalarımızı satamayacağımızı söyledi.

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant “Devlet sanayicisine yerli makine alması için destek versin, cesaret versin. Biz o malları satarız.” ifadelerini kullandı.

“Sektörün en önemli sorunlarından bir tanesi de ikinci el makine ithalatı”

Yerli üreticilerin en önemli sorunlarından birisi de ikinci el kullanılmış makine ithalatı yapılmasının önünde hiç bir engelin olmamasıdır. Kilogram başına 10 dolar ödeyen istediği makinayı ülkemize getirebiliyor.

Avrupa’da ise durum çok farklı, şahit olduğum bir örnek girişimci Avrupa Birliği’nden fon alarak tekstil fabrikası kurup çalıştırıyor. Fabrikayı 50 milyon dolara mal etmiş. Sektörün en önemli makine markalarını tercih etmiş ancak en sonunda batırmış ya da kapatıyor. 10 milyon dolara da pazara satılığa çıkarıyor.  Devlet burada devlet oluyor ve bu satışa şerh düşüyor. Sen bunu AB ülkelerine satamazsın. Avrupalı kendi üreticisini bu kadar açık bir şekilde koruyor. Bizde ise durum çok farklı.

“Maliyetlerimiz düşük değil”

Bu o kadar hassas bir nokta ki… Şimdi sizin makinelerinizin başta kadın istihdamı olmak üzere; yüksek teknolojili ve hakikaten çok hızlı hareket etmesi gereken, çok verimli ve maliyetinin az olması gerekiyor. Çünkü siz dünyanın en pahalı enerjisini kullanıyorsunuz. Maliyetlerimiz hiç de düşük değil.

“Pozitif ayrımcılık istiyoruz”

Atılması gereken adımlar kapsamında notlar düşen Nalbant “Dünyanın en teknolojik makinalarını şu anda sanayici kullanıyor. Yani tekstil sanayicisine Trump’ın yaptığı gibi bir taraftan havucu göstereceksin bir taraftan sopayı… Sanayici ne yapmalı? Benim yüz tane makinam var ama; 30 40 tane Türk makinam olsun düşüncesiyle hareket etmeli. Devlet böyle destekler koymalı. Pozitif ayrımcılık istiyoruz. Sanayici arkadaşlarımız çok meşakkatli çalışıyorlar. Hepsi ürettikleri makineleri satmak zorunda. Hiç kimse zarar edeceği, çalıştıramayacağı bir makineye para vermez. Teknolojiyi yapmak üretmek hiç sıkıntı değil.” dedi.

“Sektörümüz adına faaliyetlerimizi sürdürüyoruz”

Dernek çalışmalarına yönelik de açıklamalarda bulunan TEMSAD Genel Başkanı Adil Nalbant  “Yaklaşık 12 yıldır STK’larda direkt görev alarak, kurucu üye olarak yönetim kurullarında bulunmak suretiyle daima sektörümüz adına faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bütün arkadaşlarımız sektörü ellerinden geldiğince temsil etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Adil Nalbant, amaçlarının yurt içinde yapılacak faaliyetlere öncülük etmek, STK’lar içinde  farkındalık oluşturma, makine sektörünü öne çıkarabilmek ve pazara yönelik workshop ve fuarlar düzenlemek olduğunu söyledi.

TEMSAD Başkanı Adil Nalbant şöyle devam etti:

“Piyasa değerlendirme kuruluşları, Türkiye için bir büyüme olacağını söylüyor. Bu doğru. Ancak benim gözlemlediğim başka bir şey daha var. Bu coğrafyanın 500 yıllık tarihi yeniden kurgulanıyor. Ben Amerika-Çin savaşlarının ya da Çin-AB savaşlarının cep telefonu rekabeti ile olduğunu düşünmüyorum. Daha önemli bir konu, basından da takip ediyoruz. 2013 yılında Çinlilerin “Bir  Kuşak Bir Yol ” adıyla başlattıkları bir proje var. Demir yollarını ve deniz yollarındaki kendi hâkimiyetini artırmak, deniz yollarında daha üstün hale gelebilmek, bir de deniz yolunu canlandırmak amaçlı dâhil oldukları bir proje. Şimdi bu projeye 100 milyar dolardan daha fazla para aktarıldı. Dünya üzerinde 100’den fazla limanı satın aldı. Eskisi gibi artık denizler aşmıyoruz. Direkt tren geliyor ve 11 gün sonra AB’ye teslimat sağlanıyor. Bu coğrafya için büyük fırsatlarla birlikte, büyük tehditlerin olduğunu da görüyorum.  Çünkü Doğu’da 3 milyarlık bir üretim gücü var.  GSMH’ya göre kişi başına düşen gelir, 3 milyar kişiye düşen gelir, Avrupa’daki 300 milyon kişinin tüketimin birebir karşılığı 5 bin dolar ve 50 bin dolar. Çarptığınız zaman 10 katı. Tıpkı enerji hatları, İpek Yolu bağlandığı anda 500 yıl önce kaybetmiş olduğumuz ticari yolları, stratejik pozisyonumuzu yeniden kazanmış olacağız. Türkiye bu pozisyonu alır ve almak zorunda. 2020 çok iyi olacak. Dünyada bir daralma söz konusu. Bizim başımızdaki sıkıntılar hiçbir zaman bitmez. Her zaman bir kriz var. Bu insanı diri tutuyor. “

 


YORUMLAR
Sayın ziyaretçimiz; Üye olmadan yapılan yorumlar "misafir" olarak adlandırılacaktır. Yorumlarınızda size özel bir isim ve resim kullanmak, yaptığınız yorumlara üye menüsünden ulaşmak, yorumlarınıza gelen cevapları kontrol etmek ve üyelere sunulan daha pek çok özellikten yararlanmak için üye olun!
Bu haber hakkındaki yorumunuz nedir?
1000 - karakter kaldı.