Moda endüstrisi, bugüne dek çevreye olan etkileri hakkında çok fazla sorgulandı. Moda şirketleri üzerinde genişletilmiş tedarik zincirine dair şeffaflığın sağlanmasına dair baskı giderek artıyor. Birçok şirket artık faaliyetlerinde sürdürülebilir ve etik olduğunu kanıtlamak zorunda. Sizin için modada sürdürülebilirliğin üç kuralını bir araya getirdik. Modanın çevre üzerindeki etkisi ve artan dış baskılar göz önüne alındığında, perakendeciler ve üreticiler sürdürülebilir geleceği bugünden desteklemek için etkili ve doğrulanabilir yollar geliştirmeli.
1) Sürdürülebilir ve Mevzuatlara Uyumlu Ürünler Tasarlamak
Gerçek anlamda sürdürülebilirlik, herhangi bir tasarıma başlamadan önce kaynaklara erişimle başlar ve tüm aşamalar boyunca devam eder. Modern ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM) araçları, moda markalarının kullandığı iplik ve elyaf seviyesine kadar inebilen malzemeleri istenen standartlar eşliğinde yönetmelerine yardımcı olabilir. Böylece ürünler daha dayanıklı olur, nesiller boyu kullanım potansiyeline kavuşur.
2) Tasarımda Demontajı da göz önünde bulundurarak Ürünün Kullanım Ömrünü Uzatmak
Birçok ürün kullanım ömrünün sonunda çöpe gidiyor. Bu nedenle moda markaları ürün yaşam döngüsünü uzatmanın yollarını düşünmeli ve onarım, kiralama, yeniden satış ve geri dönüşüm hizmetleri gibi hizmetler sunmalıdır. Bu noktada modern, bulut tabanlı bir kurumsal uygulama platformu, döngüsel ekonomiyi desteklemeye yardımcı olabilir.
Geleneksel iş modellerinden döngüsel modaya geçiş operasyonel bir dönüşüm gerektirse de, bu yaklaşım ekonomik ve çevresel büyümeye dair yeni potansiyelleri beraberinde getiriyor. Bu nedenle moda markalarının sürdürülebilir uygulamaları benimsemesi gerekiyor. McKinsey araştırmasına göre tüketicilerin çevreye dair duyarlılığı artıyor, yüzde 67’si sürdürülebilir malzemelerin kullanımını önemli bir satın alma faktörü olarak görüyor. Bu, moda markalarının sürdürülebilir olmanın yollarını bulmasını ve sonuçları verilerle kanıtlamasını gerektiriyor.
3) Sürdürülebilirliğe Dair Verileri Birleştirmek ve Yayınlamak
Çevreye daha az etkisi olan ürün ve süreçleri ortaya koymanın yanı sıra, moda markalarının paydaşlara, tüketicilere ve denetleyici makamlara sürdürülebilirlik programları hakkında görünürlük ve şeffaflık sunması gerekiyor. Bu, üretimin başlangıcından itibaren tedarik zincirinin tüm seviyeleri için veri toplanmasını ve görünürlüğü gerektiriyor. Bunun yolu su kullanımı, karbon ayak izi, enerji kullanımı ve ürün bileşimi gibi sürdürülebilirlikle ilgili verilerin toplanıp yönetilmesinden ve bir iş zekası platformuyla değerlendirilmesinden geçiyor.
Sürdürülebilirliği benimsemek, daha iyi bir dünyaya doğru atılması gereken önemli bir adım. Bu yolculuğu başlatmak için markaların sürdürülebilirliği gündemine alması şart.