‘Gerçek’ Lafer Kuru Terbiyede Lider

Kuru terbiye makinalarının uzman ismi Lafer SPA, Türk pazarına köklü bir revizyonla giriş yaptı.

  17 Mart 2013 18:56 Pazar
‘Gerçek’ Lafer Kuru Terbiyede Lider

İtalya merkezli Lafer SPA, kurulduğu 1974 yılından bu yana kuru terbiye makinaları ile önemli bir pazara sahip bulunuyor. Geniş ürün çeşidine sahip olan Lafer, yeni terbiye alanlarına (sıkıştırma, kurutma vb.) dönük çözümleriyle de biliniyor. Firmanın ürün gamında; şardon (raising) makinaları,  dokuma ve örme kumaşlar fırça zımpara makinaları, eşarp ve battaniye için saçak-kenar ve kesme (traş) makinaları, örme kumaşların açık veya tubular formu için keçe sıkıştırıcılar, dokuma kumaşlar için vakum kurutucular, açık en sanfor, açık en solvet yıkama, elmas taşlı zımpara yer alıyor.

Terbiye makinaları üreticisi Lafer’in merkezi Venedik’in 100km batısında yer alan Vicenzo ilindeki Schio’da bulunuyor. Schio, geleneksel yüksek kaliteli yünlü kumaşlarıyla biliniyor. Firma köklü bir tekstil geçmişi bulunan bölgenin deneyimlerini kendi makine üretimine aktararak kısa sürede başarılı bir çizgi yakaladı. Lafer SPA, sektördeki ilk yıllarında, şardon makinaları pazarına girdi ve tek tamburlu makinalara kıyasla çift tamburlu makinaları ile çeşitli kumaşlarda üstünlüğünü kanıtladı. Bu gelişim birçok avantajı beraberinde getirdi; daha az taban alanı gereksinimi, tek tamburlu makinalar ile karşılaştırıldığında daha düşük yatırım maliyeti ve daha kolay makine yönetimi. Lafer’in çift tamburlu şardon makinası kısa sürede büyük başarı yakalaması ile diğer şardon üreticileri de çift tamburlu makinaları üretmeye başladılar ve bunu bir standart haline getirdiler.

Lafer ayrıca şardon ve kenar kesme makinaları alanında ilk otomasyonu sağlayan firma olarak tanınıyor. PLC (Programmable Logic Controller- Programlanabilir Mantıksal Denetleyici) tabanlı kontrol sistemi, parametreleri hafızaya alarak süreci kullanıcı dostu şekilde gerçekleştiriyor. Yakın dönemde tüm Şardon ve kesme makinaları üreticileri arasında PLC tabanlı kontrol sisteminin standart hale geleceği belirtiliyor.

AR-GE çalışmaları ve know how ile Lafer,  kendi bünyesinde ana makine (kasa) ve yazılım geliştirmek için yeni otomasyon birimi olan Texen’i oluşturdu. Texen, firmanın hem küresel pazardaki rekabet gücünü arttırıyor hem de yeni sistemlerin sürekli firma bünyesinde geliştirilmesini sağladığı için müşteri memnuniyetini garantiye alıyor.

Yeni Teknolojiler Yeni Standartlar

Küresel çapta ürünlerini tedarik etmek için önemli pazarlarda örgütlenen Lafer SPA’nın ürün gamında zımpara makinası (sueding machines), şardon makinası (raising machines), keçe sıkıştırıcılar (felt compactors KS-500 Runner),  kenar/saçak kesme (traş) makinaları (Shearing machines) ve kurutucular (Dryers) yer alıyor.  Lafer son 5 yılda 45 ülkeye 800 Ultarasoft ve Microsand zımpara makinaları tedarik etmeyi başardı.

UltraSoft-T makinası tubular özelliği ve daha büyük fırçasının etkisiyle, ham kumaşın, boyama öncesinde açık en sürece göre daha etkili zımparalanmasına (suede) olanak sağlıyor. Özel kumaş en genişletici, daha az boyuna uzama özelliği sağlayarak boyutsal kararlılık avantajını getiriyor.

Lafer, özellikle denim ve gömleklik kumaşlarda çok ciddi katma değer sağlayan Amoniyaklı Merserize hattı da üretiyor. Permafix sıvı amanyok ile gömleklik, alt giyim ve denim merzerizasyonunun yapılması da çevre dostu bir üretim sağlıyor. Bu işlem pamuk, keten ve karışım gibi selüloz esaslı mensucatların üretimi için tasarlandı. Ayrıca yün ve karışımlarında da kullanılabiliyor. Bu sistem; hassas kontrol, çeşitli efektleri uygulama, kırışık kurtarma, boyutsal kararlılık, aşınmaya karşı direnç, boyama düzgünlüğü, boya benzerliği, renk sağlamlığı avantajı sağlıyor.

 

Lafer; Biz Asla Uyumayız

Lafer; We Never Sleep!

Textil Dünyası’na özel açıklamalarda bulunan Lafer SPA Satış Yöneticisi Larry Fontana, ITMA Barselona’da öncelikle çevreci sıvı amonyakla terbiye teknolojilerini tanıttıklarını dile getirdi. Fontana, gömleklik, iç giyim ve denim ürünlerde, pamuk, keten ve karışımları ile yün ve karışımlarında başarılı olan bu üretim sürecinin üretim maliyetlerini düşürürken, ürün kalitesini yükselttiğine dikkati çekti. Bu kumaşların tümünün selüloz türü kumaşlar olduğunun altını çizen Fontana, kumaşa kolay giyim kolaylığı verildiğini kaydetti. Fontana; “Sağlam bir kumaş, daha iyi bir görünüş, daha iyi kullanım olanağı birlikte sunuluyor. Ayrıca nemden kurtuluyorsunuz. Önemli olan asıl nokta ise üretimde çok az su gerekiyor, Hatta, neredeyse hiç su kullanılmıyor. Günümüzde birçok alıcı, daha az su kullanımına büyük önem veriyor. Teknolojiler de bu yönde gelişiyor” dedi.

Bu yöntemde su yerine sıvı amonyağın kullanıldığını açıklayan Fontana, üretim sürecinde kuru kumaşa işleyen amonyağın daha sonra buharlaştığını, böylece kumaşın makinadan kuru olarak çıktığını dile getirdi. Türkiye’de bu hattın bir fabrikada çalışır halde kurulu bulunduğunu belirten Fontana, küresel çapta da bu hattın büyük ilgi gördüğünü söyledi. Fontana sözlerini şöyle sürdürdü; “Bu hattan Türkiye’de denim üreticisi Orta Anadolu firmasında 1 tane olmak üzere dünya üzerinde 18 tanesi Permafix kurulu bulunuyor. Orta Anadolu’nun yetkilileri hattımızdan gayet memnun olduklarını söylediler. Pazardan aldığımız geri dönüşeler çok iyi. Yeni geliştirdiğimiz ürünler konusunda bizden numune talepleri oluyor”

Son dönemde Güney Amerika pazarındaki üreticilerden yoğun ilgi gördüklerini açıklayan Larry Fontana, ITMA Barselona fuarına gelen Latin Amerikalıların Lafer standına mutlaka uğradığının altını çizdi. Fontana, Güney Amerika’dan gelenlerin yanı sıra fuarda stantlarını Türkiye ve Ortadoğu ülkeleri ile Hindistan’dan gelen ziyaretçilerin yakından incelediğini açıkladı. Lafer’in her zaman yeni şeyler geliştirmek için yola çıkan bir firma olduğunun altını çizen Fontana; “Biz asla uyumayız. Her zaman yeni bir şey bulma düşüncesi içindeyiz” dedi.

Türkiye’de Makinacı Partnerimiz Yok!

Tekstil makinaları üretimi konusunda Türkiye’de herhangi bir partnerleri olmadığını söyleyen Larry Fontana geçmişte böyle bir işbirliğinin olduğunu artık günümüzde bulunmadığını vurguladı. Fontana, bu Türk firması ile yollarını neden ayırdıklarını şöyle açıkladı; “Nelerin yapılması gerektiği konusunda farklı fikirlere sahiptik. Lafer makinalarının en yüksek kaliteye çıkarmayı hedefledi ve makinaları geliştirmeye odaklandı. Onlarla farklı felsefeye sahiptik. En iyisi ayrılmak oldu”. Fontana, bu firmanın artık Türkiye’de ve başka bir yerde ‘Lafer’ adını kullanamadığını, birkaç ay önce yapılan bir anlaşmayla firmanın ismini değiştirdiğini sözlerine ekledi. Bu anlaşmanın mahkemeye gitmeden karşılıklı anlaşma yoluyla sağlandığını açıkladı.

Larry Fontana, Lafer SPA’nın Türk pazarında Alfredo Modiano’nun mümessilliği ile faaliyetlerini sürdürdüğünü kaydetti. Son 10 yıldır Türk pazarında Türk partnerleri oldukları için direkt olarak bu pazarla ilgilenmediklerini hatırlatan Fontana, Modiano ile birlikte Türk pazarına doğrudan eğildiklerini ve mümessilleri ile birlikte nasıl bir ilişkinin oluşturulması gerektiğini saptadıklarını dile getirdi.

Küresel pazarda makinalarının fiyat rekabetine girmediğini ve fiyatlarının yüksek olduğunu belirten Fontana, yüksek fiyatı kötü bir şey olarak algılamadıklarını dile getirdi. Fiyat karşılaştırması yapmadan makinaların üretkenliğini arttırarak en iyi makinaya piyasaya sunmayı ilke olarak kabul ettiklerini vurgulayan Fontana, kendilerinden ucuz birçok rakiplerinin bulunduğunu ancak kendi makinalarının diğerinin iki katı fazla üretim yapabildiğini söyledi. Fontana; “Aslında alınan makinalarla yapılan üretim açısından bakacak olursak, biz diğerlerinden daha ucuz bile sayılabiliriz. Ayrıca tüm paketi düşünürseniz, zamandan tasarruf ediyorsunuz ve üretkenliğinizle birlikte karlılığınız da artıyor. Yani, fiyat dışında rekabet edebileceğimiz birçok alan var” diye konuştu.

Adımızı Kullanarak Makine Satamazlar

Türk pazarında daha önce ‘Lafer’ ismi ve teknolojisiyle üretim yapıldığını hatırlattığımız Larry Fontana’ya ‘Şimdi, aynı teknoloji ile eski Türk partneriniz üretim yapacak mı? Siz bu duruma nasıl bakıyorsunuz?” sorusunu yönelttik. Geçtiğimiz yıllarda, eski Türk partnerlerinin Lafer ismiyle Türk pazarında sadece şardon ve tıraş makinalarını ürettiğini hatırlatan Fontana, önümüzdeki dönemde Türk pazarına yoğun olarak tanıtacakları sıvı amonyaklı terbiye teknolojileri ve kompakt ekipmanlar konularında ise onların bilgisinin olmadığının altını çizdi. Fontana; “Onlar şu anda terbiye için temel şeyleri üretiyorlar ama bizim ve onların makinalarına baktığınızda farkı açıkça görebilirsiniz. Teknoloji ve kullanım üstünlüklerimiz nedeniyle bizimle rekabet edemezler. Onlar, Lafer’in direkt olarak kopyası da değildir. Zaten onlar da artık başka bir isim kullanıyor. Lafer ismi kalitenin garantisidir.” şeklinde konuştu.

Kendi isimlerinin izinsiz kullanıldığına dair duyumlar aldıklarını dile getiren Fontana, sözlerini şöyle bitirdi; “Bazı durumlarda büyük markanın ismini kullanarak satış yapmak daha kolay oluyor. Öncelikle bizim makine kalitemizle yarışamazlar. Türkiye’deki birçok müşterimiz onların kalitesinin çok kötü olduğunu belirtiyor. Bu nedenle, şu anda müşterilerimizi ikna etmekte zorlanıyoruz. Biz onlardan farklıyız. Oldukça yüksek kalite ile yüksek teknolojinin güvencesini veriyoruz.”


YORUMLAR
Sayın ziyaretçimiz; Üye olmadan yapılan yorumlar "misafir" olarak adlandırılacaktır. Yorumlarınızda size özel bir isim ve resim kullanmak, yaptığınız yorumlara üye menüsünden ulaşmak, yorumlarınıza gelen cevapları kontrol etmek ve üyelere sunulan daha pek çok özellikten yararlanmak için üye olun!
Bu haber hakkındaki yorumunuz nedir?
1000 - karakter kaldı.